Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM-V) verilerine göre;
PEDOFİLİ 302.2 KODLU BİR PARAFİLİ GRUBU HASTALIĞIDIR
Cinsel işlevsellik bozukluklarında parafili grubunda tanı almak için bir maddede;
“Çocuklar ya da rıza göstermeyen bireylerle yineleyici yoğun cinsel uyarım, fanteziler ve cinsel aktivitede bulunma” olarak belirtilmiştir.
Bir bireyin pedofili tanısı alması için 16 yaşında ya da daha büyük olması ve en az pedofili öznesinden 5 yaş büyük olması gerekmektedir.
Yaygın bilinenin aksine pedofili bireyler sadece çocuklar ile cinsel ilişki kurmazlar;
PEDOFİLİ TÜRÜNE GÖRE İKİYE AYRILMAKTADIR:
- Tekeğilimli Tip (Exclusive Pedophile):
Sadece çocuklarla cinsel ilgisi olan olgular. - Tekeğilimli Olmayan Tip (Nonexclusive Pedophile):
Hem çocuklara hem de erişkinlere ilgisi olan olgular.
Genellikle;
– Çocuğu soyma, seyretme
– Kendini gösterme ve zorunlu temasta bulunma/bulundurma
– Çocuğun olduğu ortamda mastürbasyon
– Çocukla oral cinsellik
– Çocuğun cinsel organı ve anüsüne temasta bulunma parmak ya da nesne sokma
Gibi eylemlerle kendini göstermektedir.
Yapılan araştırmalar bu tür cinsel aktivitede bulunan bireylerin genellikle benzer savunma mekanizmaları ile olaya yaklaşım kurduğunu vurgulamaktadır;
– Çocuğun bu durumdan zevk aldığı
– Bunun bir eğitim değeri olduğu
– Çocuğun cinsel olarak bireyi tahrik ettiği
gibi savunmalar ve
– İnkar (Çocuğu kucaklamak suç mu?)
– Küçümseme (Sadece bir kez oldu)
– Akla yatkın hale getirme (Çocuk sapığı değilim!)
– Uydurma (Araştırma projesi için/Eğitim için denedim)
– Saldırma (Çocuğa, polise, doktara, birincil bakıcı kimseye)
gibi davranış örüntüleri ile olaya yaklaşmaktadır.
Pedofili vakalarında sıklıkla görülen sonuçlar;
– Çocuğu tehdit ya da kurban etme
– Çocuğun bakıcı kimsesinin (anne, baba, babaanne vs.) güvenini kazanma
– Çekici bulduğu çocukların ebeveynleri ile ilişki kurma
– Pedofili bireylerle çocukları değiş tokuş etme
– Gelişmemiş ülkelerden ya da yardıma muhtaç çocukları evlat edinme.
Günümüzde kullanılan etkin bilimsel yöntemler ve araştırmalarla ortaya konulan sonuçlar göstermektedir ki;
– Pedofili nöropsikososyal bir mental bozukluktur.
– Frontal Korsteksin İnhibisyon (Dürtü Kontrolü) ile ilgili biriminde bozukluklar görülmektedir.
– Yineleyici ve Tekrarlayıcı Obsesif Kompulsif Bozukluk Örüntüleri ve İnhibisyon Bozukluğu ile birlikte seyretme gözlenmektedir.
– Beyin görüntüleme teknikleri ile yapılan incelemeler sonucunda pedofili beyinde gri cevher azalması ile açıklanabilir.
– Çocukluk döneminde maruz kalınan cinsel istismar, cinsel taciz ve tecavüz vakaları “mağdurluk-saldırganlık döngüsü” veya “mağdur edilmiş-mağdur eden fenomeni” olarak kendini pedofili bireylerde gösterebilir.
Günümüzde pedofilinin Kimyasal/Cerrahi Katastrasyon ve Bireysel ya da Grup eşliğinde yapılan Bilişsel Davranışçı Terapiler ile engellenebildiği gözlemlense de etik ilkeleri ve hukuksal düzenlemeler göz önünde bulundurularak uygulamalar uzman kişiler tarafından gerçekleştirilmelidir.
Bilinmesi gereken en önemli ayrıntı güncel tedavi yöntemlerinin etkisinin bireylerin tedaviye istekli olması ile doğru orantılı olduğudur. Bireylerin gözlenen vakalarda tam olarak tedavi edildiği söylenememektedir. Tedaviye işbirlikçi yaklaşım ve konuya karşı önleyici hukuksal düzenlemeler bu etapta elzemdir.
Ülkemizde 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanununun (TCK) 103 maddesi; çocuğa cinsel istismarda bulunanların cezalandırılması ile ilgili ağırlaştırıcı maddeler içermektedir. TCK’nın 103/6 maddesi çocuğa cinsel istismarda bulunanların cezasının ağırlaştırılması için çocuğun beden ve ruh sağlığının bozulması şartını getirmiştir. Ancak bu madde hekimler, hâkimler arasında çok değişik yorum ve uygulamalara yol açmış, uygulamada sanıkların daha az ceza ile serbest kalmaları nedeniyle çocukların bu kişilerin tarafından yeniden istismar edilmesinin önüne geçilememiştir. Ek olarak TCK’da bu bireylerin tekrar eylemde bulunma ihtimaline karşı kayıt altına alınması, izlenmesi ve tedavisi ile ilgili henüz hiç bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ancak bu kişilerin yargılanması ve cezalandırılmasında büyük sorunlar yaşanması, suçun tekrar işlenmesinin önlenememesi nedeniyle bu bireylerin saptanması, kayıt altına alınması ve tedavisi ile ilgili TCK’da yasal değişiklik önerileri gündemdedir.
Pedofilinin toplumda azaltılmasına yönelik çalışmalar bilimsel etik kuralları göz önünde bulundurularak hasta ve mağdur açısından gerekli tüm donanımların öncelikli olarak sağlanmasının konunun kendisi kadar hayati ve hassas olduğu bilinmelidir.
Psk. Şerif Ahmet Ege
Kaynaklar:
– American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and
statistical manual of mental disorders (5th ed.). Washington, DC.
-Erdoğan, A. (2010). Pedofili: klinik özellikleri, nedenleri ve tedavisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 2(2).